Powered By Blogger
Gündüz Akgül etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Gündüz Akgül etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Kasım 2017 Salı

Unutulmamak ve Anılmak - Gündüz Akgül

Unutulmamak ve Anılmak - Gündüz Akgül
Canlılar doğar, yaşar ve ölür.
Olaylar gerçekleşir, devam eder ve biter.
İnsanoğlu için önemli olan, yaşam sürecinde yaptıklarıyla unutulmamak, anılmak ve olayların insanlık ve kendi yararına bitişini sağlamaktır.
Unutulmamak ve anılmak, kötü yönleriyle olduğu gibi, iyi yönleriyle de olur.
İyi yönleriyle unutulmayanlar ve anılanlar tarih babanın altın sayfalarında, kötü yönleriyle unutulmayanlar ve anılanlar ise kara sayfalarında yer alırlar.
Tabii ki önemli olan iyi yönleriyle unutulmadan anılmaktır.
Her insan ilelebet (sürgit) anılmaz çoğu unutulup gider.
Sürgit unutulmayıp anılanlar, genelde liderler, büyük sanatçılar, devrim yapanlar olup, insanlık için, ulusu için iyi işler yaparak iz bırakanlardır.
Dünya üzerinde kötü veya iyi iz bırakan olaylar da unutulmaz ve daima anılırlar.
Örneğin;
-Bir önder vardır ki Mustafa Kemal Atatürk gibi hep iyi yönleriyle, bir önder vardır ki Adolf Hitler gibi hep kötü yönleriyle, hiç unutulmadan anılırlar.
-Ülkemizin efsane (Olağanüstü bir başarı elde etmiş kimse)   Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve Köy Enstitülerinin mimarı İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’u kim unutur ve anmaz ki.
Nuri Özsan, Ahmet Özel ve Şinasi Orel’inde Milli Eğitim Bakanlarımız olduğunu kaç kişi anımsar. Bu Bakanlarımız kötü insanlar olduğu için değil, tarihe mal olan ve iz bırakan işler yapmadıkları ve rutin (sıradan) Bakanlık yaptıkları için anımsanmıyorlar.
Bir yurttaş öldüğünde, daha gömü sırasında başlayarak arkasından iyi insandı, kötü insandı söylemleri dile getirildiğini biliyoruz.
-Fransız Devrimi, monarşiyi yıkıp, insan hak ve özgürlüklerinin önünü açmış iyi bir olay, milyonlarca insanın yaşamlarını yitirdikleri 1. ve 2. Dünya savaşları, Yahudilerin katliamı ise kötü bir olay olarak, kuşaklar boyu unutulmaz ve anılırlar.
Bu örnekleri her sınıf ve olay için çoğaltmak olasıdır.
Onun için diyorum ki;
Devlette görev alan tüm yetkililer ve etkililer, dünya barışına katkılarıyla, yurttaşları için yaptıkları yararlı işlerle, alçak gönüllü davranışlarıyla, örnek  olurlarsa, asla unutulamazlar ve kuşaklar boyu anılırlar.
Örneğin, 20 ve 21. Yıla damgasını vurmuş büyük önder Mustafa Kemal ATATÜRK gibi. Unutturmak isteselerde asla başaramazlar ve unuturamazlar.
Osmanlı Devleti’nde gelenek haline getirilmiş, çok güzel bir özdeyişimiz vardır.
Bu özdeyiş, Padişah da olsa neticede fani bir insan olduğunu ona unutturmamak için söylenmiştir.
“Mağrur olma Padişahım senden büyük Allah var.”
Umarım bu yazıyı okuyan herkes kendisine kıssadan bir hisse çıkarır.

07.11.2017
Gündüz AKGÜL 
Emekli Cumhuriyet Savcısı

28 Ekim 2017 Cumartesi

Beni Koruyunuz - Gündüz Akgül

Beni Koruyunuz - Gündüz Akgül
Ben kimim?
19 Mayıs 1919 da Samsun’da bir güneş gibi doğan büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün üstüne titrediği çocuğuyum.
Anam ANADOLU,
Doğum tarihim 29 Ekim 1923,
Adım LAİK CUMHURİYET.
Bu gün 94. Doğum yıldönümüm,
Ben;
-Ülkede aydınlanmanın başlangıcıyım,
-Çocuklarınız ve torunlarınızın aydın geleceğiyim,
-Devrimlerin beşiğiyim,
-İlime ve bilime varılan yolun ilk köşe taşıyım,
-Yüce din duygusunun vicdanlarda yaşatılmasının güvencesiyim,
-Din, dil, ırk, cinsiyet ayırımı yapanların düşmanıyım,
-Kadınların birinci sınıf yurttaş olmanın ödünsüz savunucusuyum,
-Bana güvenen ve beni içselleştiren tüm yurttaşlarımın koruyucu şemsiyesiyim,
-Yurtta barış, dünyada barışın temsilcisiyim.
-Sizi, Kulluktan-bireye, Ümmetten- ulusa, Cemaatten-topluma, taşımanın simgesiyim.
-Ata’mın dediği gibi, kimsesizlerin kimsesiyim.
-Daha sayamadığım onlarca niteliğim var.
Tüm bu niteliklerimi kaybetmek istemiyorsanız, yarınlarda çocuklarınız ve torunlarınız, “Baba/dede, laik cumhuriyet yok edilmeye ve aydın geleceğimiz karartılmaya çalışılırken sen neredeydin?” sorusuna verebilecek bir yanıtınız olması için beni koruyunuz.
Ben, ad olarak değişik Cumhuriyetlerle anılabilirim.
Ancak, bu Cumhuriyetlerde laiklik ilkem yoksa sadece adı Cumhuriyet olur.
Aydınlığımın, bilime önceliğimin,  demokrasiye kaynaklığımın olmazsa olmazı laiklik ilkemdir.
Bu ilkeme titizlikle ve kıskançla sahip çıkarak beni koruyunuz.
Benim, ülkeyi bölmeye çalışan terörle, insanların yaşamına kast eden anarşiyle, yurttaşların özgürlüklerini kısıtlamayla, yasa dışı işlerle hiçbir bağlantım yoktur.
Onun için beni bu yasa dışı yollarla değil, Anayasada yer aldığım meşru varlığımla, yasal yoldan koruyunuz.
Ne demişti Ata’m;
“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
Eğer aydınım, demokratım, Kemalist’im, laik Cumhuriyet sevdalısıyım diyorsanız, Ata’mın dediği gibi beni “ilelebet payidar” kılmak için koruyunuz.
Artık açıkça, “Doksan yıllı reklam arası sona erdi” diyerek beni yok etmeye çalışıyorlar. Yukarıda söylediklerimi doğru buluyorsanız, beni koruyunuz.
Söylemesi benden, oturup bu dediklerimi düşünerek karar vermek sizden.
Çünkü ben, sizin için varım.
Son sözüm gençlere: Aydınlık geleceğinizin karartılmasını istemiyorsanız, tek seçeneğiniz beni korumaktır.  Ata’mın dediği gibi “muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur.” 
Tüm Cumhuriyet sevdalılarının Cumhuriyet Bayramını kutluyorum.

29.Ekim.2017
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı